Ils nous ont eus :
moi à l’intérieur des murs,
toi à l’extérieur.
Ce qui nous arrive n’est pas grave.
Le pire :
c’est de porter en soi la prison
conscient ou inconscient.
La plupart des hommes en sont là,
des hommes honnêtes, laborieux et bons,
dignes d’être aimés comme je t’aime.
*
26 Eylül 1945
Bizi esir ettiler,
bizi hapse attılar :
beni duvarların içinde,
seni duvarların dışında.
Ufak iş bizimkisi.
Asıl en kötüsü :
bilerek, bilmeyerek
hapisaneyi insanın kendi içinde taşıması…
İnsanların birçoğu bu hale düşürülmüş,
namuslu, çalışkan, iyi insanlar
ve seni sevdiğim kadar sevilmeye lâyık…
*
26th September 1945
They’ve taken us prisoner,
They’ve locked us up:
me inside the walls,
you outside.
But that’s nothing.
The worst
is when people—knowingly or not—
carry prison inside themselves…
Most people have been forced to do this,
Honest, hard-working, good people
who deserve to be loved as much as I love you.
***
Nâzım Hikmet (1901-1963) – Il neige dans la nuit et autres poèmes (Poésie/Gallimard, 1999) – Traduit du turc par Münevver Andaç et Güzin Dino – Poems of Nazim Hikmet (Persea Books, 1994) – Translated from the Turkish by Randy Blasing & Mutlu Konuk.